1999 : Ayvalık ve Foça

1999 yazında S/Y Rosinante ile birlikte yaptığımız seyir



  Fenerbahçe - Bozcaada(165nm) - Babakale(22nm) - Ayvalık(28nm) - Foça(39nm) - Bademli(21nm) - Ayvalık(19nm) - Bozcaada(50nm) - Yeniköy(8nm) - Gelibolu(38nm) - Marmara Adası(43nm) - Armutlu(59nm) - Fenerbahçe(35nm)

Toplam katettiğimiz yol : 520 mil


 Keyifle yaşananlar

2 hafta süren bu seyirde ben ve kızım Beste ile birlikte bizim teknemizde Istanbul Yelkenden dostlarımız Fuat, Serpil ve Alper;  S/Y Rosinante' de ise Timur, Selda,  Bora;  Günay'la Jale ve Tolga ile Gül'le beraberdik. Bu S/Y Lolita içinde ilk Ege seyri oldu. Aynı zamanda uzun ilk gece seyrini de bu yolculuğumuzun başında Istanbul'dan Bozcaada' ya yaptık. 

  Yolculuğun ilk durağı olan Bozcaada' ya varışta kıçtan kara olduktan sonra tam ben ve Beste denize girerken karşımıza çıkan ve bulunduğumuz yerde rıhtımdan çekip aldığımız  ahtapot ilk akşam restoranda önceden hazırlanmış başka bir ahtapotla derhal değiştirilip masaya geldiğinde tatilin iyi geçeceği kesinleşmişti. Hele ertesi günü Günay' in balıkçılar kooperatifinden aldığı dalyan çipuralari Bozcaada rıhtımında mangala dizince tatilin havasına giriverdik. Dalyan çipura, çiftlik çipuralara göre hayli büyük etli ve lezzetli.

  Foça ise daha sonraki seyirlerde keyfini her zaman sürmek istediğimiz bir liman olacaktı. Burada Ali Baba restoranda levrek buğulamaya hep beraber nasıl şamandıralama yaptığımızı hiçbirimiz unutamayız.

  Dönüş yolunda Bademli' de ise Rosinante ile ters yönde demir atıp birbirimize bordaladık. Burada 40-50 cm suda kaçışan yüzlerce levrek, buranın bir akvaryum olduğunun da kanıtı idi. Gözle görerek Beste'in ekmekle yemlenmiş olta ile tuttuğu balıklar hepimizi eğlendirdi. Biri 9 diğer 8 yaşında çocuklardan Beste balık tutup, Alper tutamayınca oğlan ne kadar üzülmüştü. Gece aniden esen civarna ile tam rakıların keyfine varırken demir tarayınca, karanlıkta yüksek dozda adrenalin ile karşı karşıya kaldık. 


  Ama Fuat' la Tolga' nin birlikte önce Ayvalık' ta sonra Yeniköy' de çektikleri Eşkina ve Çipura'nın tadına da doyamadık. Tabii bir de Ayvalık'ta Fuat'ın teknenin içini farşlarını vs. komple dağıtıp toplamasını unutmak imkansız. Eyvah güzelim tekne hapı yuttu demiştim. Adam ne var ne yok söktü sonra bir mola verip diğer tekneye yüzmez mi. Ben öylece baka kalmışım. Dönüşte Marmara adasından çıkınca yakalandığımız cephe, çocuklar küçük olduğundan telaşlanınca bizi Armutlu' ya kaçmaya  zorlamıştı. Bir sonraki gün sakin ve rüzgarsız bir havada Istanbul'a geri döndük.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk teknemizin önce alınma ve sonra veda öyküsü

Önsöz / Intro